Konu: Türkiye’ deki Kılavuzluk Hizmetleri yapısının dünyadaki uygulamalara ters düşmemesi gerektiği
23.06.1997
T.C.
BAŞBAKANLIK
DENİZCİLİK MÜSTEŞARLIĞI
Sayın NAZMİ KUMRAL,
Bildiğiniz gibi Türkiye’nin deniz yoluyla yapılan ihracat ve ithalatının gerçekleştirildiği yerler, Limanlar, iskeleler, rıhtımlardır. Son yıllarda Türkiye’nin artan ticaret hacmine paralel olarak Limanlarımız da gelişmiş ve çoğalmıştır.
Limanlarda verilen hizmetler içinde en önemlilerinden birisi, gemilerin Limanlara emniyetli bir biçimde girip çıkmalarını sağlayan “Kılavuzluk ve Römorkaj” hizmetleridir.
Bir Limanda “Kılavuzluk ve Römorkaj” hizmetleri düzgün ve emniyetli işlemez ise o Liman verimli olamayacağı gibi, olacak bir kaza sonunda bir geminin yanması, infilak etmesi, tesise çarparak onu yıkması, geminin oturarak Limanı trafiğe kapatması, vinçleri devirmesi gibi, Limanın tamamen yok olmasına kadar gidebilecek ve ülke ekonomisini bile etkileyebilecek sonuçlar doğurur.
Esasen, “Kılavuzluk ve Römorkaj” hizmetlerinin var oluş nedeni ve temel görevi gemilerin Limanlara emniyetle girip çıkmalarını, yanaşıp kalkmalarını sağlamaktır.
Kılavuzluk ve Römorkaj hizmetlerinin temel görevini yerine getirebilmesi için bütün dünyada benimsenmiş temel ilkeler vardır. Bu temel ilkelerden bazıları şunlardır :
1) Açık denizden daralan belirli bir bölgeye (Körfeze, Limana, Boğaza, Nehire) gelindiğinde gemiler kılavuz kaptan alırlar.
2) Belirli bir bölge içinde (Körfez, Liman, Boğaz, Nehir) gemilere kılavuz kaptan veren bir tek “Kılavuzluk Teşkilatı” vardır. Dünyanın hiçbir yerinde belirli bir bölge içinde birden çok kılavuzluk teşkilatı yoktur. Hiçbir devlet böyle bir oluşuma izin vermez. Çünkü böyle yapıldığında karışıklıklar, organizasyon bozukluğu ve kazalar olacağı, devlet otoritesinin sarsılacağı bilinir. (Dünyadaki bütün Limanlara ait bilgilerin verildiği ve bütün gemilerde de bulunan yaklaşık 2.000 sayfalık “Guide To Port Entry” adlı kitap incelenirse dünyanın her yerinde bütün limanlarda bir tek kılavuzluk teşkilatı bulunduğu ve bunun hangi VHF kanalında çalıştığı kolayca görülür.)
3) Devlet yarı kamusal bir hizmet olan “Kılavuzluk ve Römorkaj” hizmetlerinin düzenli, emniyetli, kesintisiz ve belirli standartları sağlayarak işlemesini garanti etmek üzere bu hizmetlerin verilme “şartlarını” tespit eder.
(O Limanın ehliyetine sahip en az kaç tane kılavuz kaptana gerek olduğu, o Limanın durumuna göre en az kaç tane hangi çekme kuvvelinde Liman römorkörü niteliğine sahip römorkörün bulunması gerektiği v.b.).
4) Yarı kamusal bir hizmet niteliği taşıyan ‘Kılavuzluk Hizmetleri” dünyanın hiçbir yerinde rekabete açılmaz.
Türkiye’de mevcut kılavuz kaptanların hemen hemen tamamının üyesi bulunduğu Derneğimize üyelerimizden gelen yoğun baskılar üzerine, sizin zaten bildiğinize inandığımız, Kılavuzluk Hizmetlerinin dünyadaki ortak ilkelerini bir kez daha hatırlatmayı bir görev biliyoruz.
Çünkü son zamanlarda alınan bazı duyumlar, bazı grupların kendi menfaatleri doğrultusunda, dünyadaki temel ilkelere ters düşecek kararlar almanız için Sayın Müsteşarlığınızı zorladığı yönündedir. Bunlardan bir tanesi “serbest rekabet olsun” adı altında, İzmit Körfezi’nde bir ikinci Şirketin “Kılavuzluk Hizmetleri” izni almak istemesidir. Oysa, daha önce de belirttiğimiz gibi dünyanın hiçbir yerinde bu alanda serbest rekabet yoktur, hiçbir devlet buna izin vermez. En yakın örnekler İtalya, Fransa, Belçika, Almanya ve Hollanda’dır. Bu ülkelerin hepsi tam anlamıyla kapitalist olan ve rekabeti el üstünde tutan ülkeler olmasına karşılık, hiçbiri “Kılavuzluk Hizmetlerinde” serbest rekabete izin vermemiştir. Bu hizmetin özelliğinden gelen özel bir durumdur.
İzmit Körfezi gibi, içinde birçok sanayi kuruluşunun rıhtım ve iskelesinin bulunması nedeniyle yoğun bir yük gemisi (içinde tehlikeli, patlayıcı, parlayıcı yükler de vardır) trafiğinin yaşandığı, Türkiye’nin en büyük Rafinerisinin bulunması nedeniyle yoğun ham petrol ve rafine edilmiş petrol ürünleri tankerleri trafiğinin olduğu, ayrıca yine Türkiye’nin en büyük Askeri Deniz Üssünün Gölcük’te bulunmasından ötürü Askeri gemilerin girip çıktığı ve eğitim yaptıkları alanlarla çevrilmiş bir yerde, ikinci bir Kılavuzluk Teşkilatına verilecek bir iznin rekabetin kırıcı şartları ve koordinasyon bozukluğu nedeniyle kazalara neden olması kaçınılmazdır.
Bir süper tankerin bir askeri gemiyle çarpışması gibi, Tüpraş Rafinerisi’ni ya da Gölcük Askeri Deniz Üssü’nü yok edecek bir kazanın Türkiye’yi de dünyayı da sarsacağı açıktır.
Sayın Müsteşarlığımızın, dünyadaki uygulamalara ters bir karar almayacağına, bu yönde gelecek baskılara boyun eğmeyeceğine inanıyoruz.
Saygılarımızla.
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği
Yönetim Kurulu Adına
NOT: 8 tane ek ve dökümü arkadadır.
EKLER:
1) 05.12.1994 tarihli “Gemlik ve Mudanya Limanlarındaki Kılavuzluk ve Römorkaj
Hizmetleri” konulu Denizcilik Müsteşarlığı ve Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğüne yazımız.
2) 27.03.1996 tarihli “Türkiye’ de Kılavuzluk Hizmetleri” adlı Kılavuz Kaptanlar Derneği Raporu. (Bu Rapor Devletin ilgili tüm birimlerine dağıtılmıştır.).
3) 01.04.1996 tarihli “Türk Boğazları Bölgesinde Güvenlik – Dünyada ve Türkiye’ de Kılavuzluk Hizmetleri” Konulu Gölcük’te yapılan Türk Denizciliğinin Sorunları Seminerine sunulan tebliğ.
4) 06.10.1996 tarihli “Türk Boğazları Bölgesi ve Limanlarımızda Felaketler Nasıl Önlenir” konulu yazımız. Bu yazı DENİZATI dergisinin Kasım/Aralık 96 sayısında yayınlanmıştır.
5) 21.11.1996 tarihli “Türkiye’ de Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri” konulu, Denizcilik Müsteşarlığı ve Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğüne yazımız.
6) 11.03.1997 tarihli “Kılavuzluk hizmetleri için, dünyanın her yerinde bir bölgede bir tane kılavuzluk teşkilatına izin verilmektedir” konulu, Denizcilik Müsteşarlığına yazımız.
7) 08.04.1997 tarihli “Türkiye’ de Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetleri” konulu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı’na yazımız.
8) 03.06.1997 tarihli “Kılavuzluk Hizmetlerinde Rekabet Olmaz” başlıklı DÜNYA Gazetesinin “BIMCO” adıyla yayınlanan özel Ek Dergisinde yer alan açıklamamız.
This article was written by admin