Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği’nin 12.11. 2006 tarihinde yapılan
Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda Aykut Erol’un yaptığı konuşma metni:
Değerli Meslektaşlarım,
Derneğimizin geçen yıl yapılan Olağanüstü Genel Kurulunda yaptığım konuşmada, özetle mesleğimizin bütün dünyada, gemilerin ve yüklerinin korunması yanında, “çevrenin güvenliğinin” sağlanması açısından da, çok önemli bir konuma geldiğini belirtmiştim.
Burada “bütün dünyada” vurgulaması önemlidir. Çünkü, denizciliğin uluslararası niteliği dolayısıyla, “kılavuzluk hizmetlerindeki” görülen problemler de, bazı küçük yerel ayrıntılar dışında, hemen hemen tümüyle, bütün dünyada aynıdır.
Birkaç örnek vermek gerekirse, “standart altı kılavuz çarmıhları”, “kötü hava koşullarında gemiden erken inme”, “kılavuz kaptan – gemi kaptanı ilişkileri ve sorumluluk”, “gemi kaptanının sarhoş durumda olması durumunda ne yapılacağı”, “kılavuzluk hizmetlerinde rekabet istekleri”, “kılavuzluk hizmet bedelini ödemeyen acenteler” gibi ve benzeri konuların tümü dünyanın her yerinde mevcuttur.
Bu nedenle, aslında her alanda küreselleşen dünyamızda, kılavuz kaptanların da “sorunlarını” dünya çapında ele alıp çözüm aramaları, aynı olan sorunlarına birlikte çözüm bulmak için güçlerini birleştirmeleri gereklidir.
Zaten bu nedenle, dünyanın her ülkesinde “kılavuzluk hizmeti veren” kılavuzluk kuruluşları bir araya gelmiş ve “kılavuzluğu ilgilendiren mesleki konularda danışmalarda bulunma ve bilgi paylaşımı amaçlı”, “Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Derneği”ni (IMPA’yı) oluşturmuşlardır.
Türk kılavuz kaptanları olarak biz de, IMPA’ya başkanlık görevini yürüttüğüm sırada, Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği olarak 1995 yılında üye olduk. Daha sonra, Dekaş kurulup, faaliyete geçince, gerek IMPA’ya üye olan diğer ülke temsilcilerinin çoğunun kılavuzluk hizmetlerini fiilen yapan Dekaş gibi kuruluşlar olması, gerek Dekaş ile Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği’nin üyelerinin büyük çoğunluğunun aynı olması ve üye aidatlarının Derneğe yük olmaması nedenleriyle, IMPA üyeliğini Dekaş üstlendi.
IMPA’ya üye olduktan sonra, kuruluş olarak yaptığımız katkılar, çalışmalar yanında şahsi gayretleri ve girişimleriyle sayın Cahit İstikbal, IMPA’nın Başkan Yardımcılığına seçildi. Kuşkusuz, Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Derneği’nin Başkan Yardımcılığına bir Türk kılavuz kaptanın seçilmesi, hem Türkiye, hem de biz Türk kılavuz kaptanları adına gurur vericidir.
Sayın Cahit İstikbal, Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak, Ülkemizin ve bizlerin adını uluslararası plâtformlarda duyurdu, başarılı çalışmalar yaptı.
Daha sonra, benim Dekaş yönetiminde olmadığım yıllarda, Dekaş, IMPA üyeliğinden ayrıldı ve tekrar Derneğimiz üye yapıldı.
Ancak, Derneğimizin Nisan ayında, Kadıköy’deki Gündüz Aybay salonunda yaptığı toplantılarda, şu andaki Dernek Yöneticileri, “IMPA’nın bize bir yararı olmadığını” ve “üyelikten çıkılacağını” ifade ettiler. IMPA üyeliğinin 2006 yılında da devam etmesi için, 31.Mart’a kadar ödenmesi gereken “üyelik aidatı”nı da ödemediler. Oysa, IMPA gibi uluslararası bir kuruluşa üye olunması bile yarar sağlar. Öte yanda, IMPA durup dururken yardım edemez, sizin onu işletmeniz ve yararlanmasını bilmeniz gerekir. Örneğin, 1998 yılında Şangay’da yapılan IMPA Genel Kurulunda sayın Cahit İstikbal’le yaptığımız girişimler sonucunda “Kılavuzlukta rekabet olmaz” kararını çıkarttık ve daha sonra bu IMPA kararını ilgili hükümet ve diğer kuruluşların önüne koyarak, o sırada yine “kılavuzlukta rekabet” isteyenlerin bunu başarmasını önledik.
Bizler Nisan ayında DEKAŞ yönetimine geldikten sonra şöyle bir durumla karşılaştık:
1. Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Yönetim Kurulu, IMPA aidatını ödememişti.
2. IMPA aidatını ödemeyen aynı Yönetim Kurulu, toplantılarda IMPA üyeliğinden çıkılacağını beyan etmişti.
3. Bu durumda, bir Başkan Yardımcısı Türk olan IMPA’da Türkiye temsil edilemez olacaktı.
4. 2006 yılı Kasım ayında IMPA Genel Kurulu yapılacak, yeni Yönetim Kurulu seçilecekti.
5. Başkan Yardımcısı mevki ile IMPA Yönetim Kurulunda Cahit İstikbal’le temsil edilen Ülkemiz’den birisinin, yeniden aday olabilmesi kendi ülke temsilcisi kuruluş tarafından aday gösterilmesine bağlıydı. Türkiye’den bir kuruluş üye olmadığında, Türkiye adına aday gösterilemeyecekti.
6. Derneğimizin Yönetimindeki kişiler, hem IMPA üyeliğinden ayrılacaklarını söylemişler, hem IMPA aidatını ödememişler, hem de Cahit İstikbal’e olan kişisel kızgınlıkları nedeniyle, Derneğimizin üyeliği devam etse bile, kendisini aday göstermeyeceklerini ifade etmişlerdi.
Bu durumda, Derneğimizin Yönetiminde bulunanların, kişisel kızgınlıkları nedeniyle, Türkiye ve Derneğimiz, Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO içinde de etkin bir yere sahip, Uluslararası Kılavuz Kaptanlar Derneği IMPA içinde temsil edilememe konumuna girdi. Ayrıca eline geçirdiği Başkan Yardımcılığı gibi etkin ve değerli bir mevkii kaybetme durumu ortaya çıkınca, biz de Dekaş olarak başvurarak IMPA’ya yeniden üye olduk.
Böylece, hem Türkiye’nin ülke olarak IMPA’da temsil edilmesinin devamını ve Türkiye’nin IMPA’nın dışında kalmamasını sağladık, hem de IMPA içinde yaptığı çalışmalarla önemli bir tanınmışlık ve çevre edinmiş olan, sayın Cahit İstikbal’i öngörülen süre sınırı içinde aday gösterme olanağını yakalayarak, IMPA Yönetim Kurulunda Ülkemiz’in yeniden temsil edilebilmesi için bir fırsat yarattık. Bu arada şunu da belirtmek istiyorum ki, sayın Cahit İstikbal IMPA Başkan Yardımcı olmuş ise ve ona oy verilip kazanmış ise bu kendisinin yaptığı çalışmalarla tanınması sonucunda olmuştur. Açıktır ki, çalışmalarıyla kendini göstermemiş, tanınmamış bir kişiye oy verilmez.
Ancak, Dekaş’ın IMPA’ya üye olmasından sonra, inanılması güç bir şey oldu, Kadıköy’deki toplantıda onlarca kişinin önünde, “IMPA’nın yararsızlığından söz ederek, IMPA üyeliğinden ayrılacaklarını söyleyen”, “IMPA üyelik aidatını yatırmayan” Dernek Yöneticilerimiz, birden bire “Derneğimizin IMPA üyeliği nasıl düşer”, “Dekaş IMPA’ya nasıl üye olur” diye seslerini yükseltip bunu medyaya da yansıttılar. Dernek Yöneticilerimiz, IMPA’ya da mektuplar yazarak “üyeliğin Derneğin hakkı olduğunu, IMPA’nın nasıl olup da kâr amacıyla çalışan Dekaş’ı, kâr amacı gütmeyen bir sivil örgüte tercih ettiğini, kendilerinin ülkedeki bütün kılavuz kaptanları temsil eden tek NGO olduğu” bildirdiler. Bu arada, Sayın Cahit İstikbal’i de (yeniden seçilmesini engellemek için) özel olarak şikayet ettiler.
Bu Dernek Yöneticilerimiz, maalesef birçok konuda olduğu gibi bilgi eksikliklerini, yani hem “IMPA Ana Tüzüğünden habersiz olduklarını”, hem de “IMPA üyelerinin bir çoğunun bilfiil kılavuzluk hizmeti veren ve kâr eden kuruluşlar olduğunu” bilmediklerini, bu konuda da gösterdiler. Oysa, IMPA Yönetim Kuruluna Dekaş’ı ve sayın Cahit İstikbal’i kötüleyip şikâyet edecekleri yerde, IMPA üyeliğini bu kadar çok istiyorlarsa, ödemedikleri üyelik aidatlarını ödeselerdi, IMPA üyeliği devam ederdi. Çünkü, IMPA Ana Tüzüğüne göre aynı ülkeden iki kuruluş üye olabilir.
Değerli meslektaşlarım, başkanı bulunduğum dönemde ülke çapında ve ülke yararına yaptığımız işler nedeniyle, Bakanlar Kurulu Kararıyla adının başında “TÜRK” kelimesinin kullanılmasına izin verilen Derneğimiz, maalesef son zamanlarda kötü yönetim nedeniyle o yapısını yitirmiştir.
Daha önce mesleğimizi ilgilendiren tüm konularda hazırladığı “raporlar”, dile getirdiği “görüşler” ile hem Ankara’daki “resmi mevkilerde” hem de “medyada” devamlı ilgi ve saygı gören Derneğimiz bu konumunu maalesef kaybetmiştir. Ülkemizdeki bütün kılavuz kaptanları şemsiyesi altına alması, kılavuz kaptanların ortak olan sorunlarıyla uğraşması gereken Derneğimiz bu işlevini yerine getirememiştir.
• Derneğimiz, ticari kaygıların tarafı olmuş, kılavuz kaptanların kamplara bölünmesini davet etmiş, bazı kılavuz kaptan meslektaşlarının ehliyetlerini iptal ettirmek için davalar açmıştır,
• Dünyada bütün kılavuz kaptanların karşı koydukları, acente ve armatörlerin kılavuzluk hizmetlerinde “rekabet” isteklerinin, İzmit ve İskenderun Limanlarında gerçekleşmesine yol açan gelişmeleri başlatanlar, Yönetimimizdeki kişiler olmuştur.
• İki sene süren bu rekabet ortamında, Derneğimiz, armatörler, acenteler ve liman işletmeleri karşısında, zayıf düşmüş onların her isteklerini kabul eder hale gelmiştir.
• Rekabet sürecinde kamplara bölünen kılavuz kaptanlar, birbirlerini şikâyet etmiş ve her kılavuz kaptanın başına gelebilecek kazalarda birbirlerinin arkasında duracak yerde birbirlerini karalayıp, ehliyetlerini iptal ettirmeye çalışmışlar, Derneğimiz de bunda rol almıştır.
• Derneğimizin Başkanı, armatör ve acentelerin “kılavuzluk hizmetlerinde rekabet” isteyen dilekçesine imza atmıştır. Bu durum ortaya çıkınca, Dernek Başkanımız, bunun yanlışlıkla olduğunu ifade etmişse de, buna inanma olanağı yoktur. Birçok nedenle yoktur ama, aynı dilekçeyi kendisi avukatları aracılığıyla, Beyoğlu 1’inci Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan bir davaya “Deliller Listesinin” 4’üncü sırasında “belge” olarak sunduğu için hiç yoktur.
• Derneğimizin tarihinde ilk kez, Dernek Başkanı, üyeler tarafından “Haysiyet Divanına” şikâyet edilmiş, Haysiyet Divanı kendisine “ihtar” cezası vermiş ve Yönetim Kuruluna Dernek üyeliğinden çıkartılmasını teklif etmiştir.
Değerli meslektaşlarım, daha birçok konu var. Ancak buradaki süre içinde bunların tümünü ele alma olanağı yok. O nedenle konuşmamı, bu Genel Kurulu, Derneğimizi yeniden bizlere yaraşır seviyeye yükseltecek, ülke çapında birlikteliğimizi sağlayacak ve bizlerin haklarını gerçekten koruyacak, yeni bir yönetimi seçerek iyi değerlendireceğimize olan inancımı bildirerek tamamlıyorum.
Hepimize aydınlık günler ve Genel Kurulumuza başarılar dilerim.
This article was written by admin