Türkiye’de kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri TDİ, TCDD, SEKA, ERDEMİR, BOTAŞ gibi kamu kuruluşları tarafından verilmekteydi.
Adı geçen kamu kuruluşlarının yapısal özelliğinden ileri gelen hantallık ve aksaklıklardan ötürü kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinde aksamalar oluşmuştur. Bu kuruluşlar, genelde zarar eden kuruluşlar olduğundan kılavuzluk hizmetlerinden elde ettikleri gelirleri zararlarını kapatmakta kullanmışlar ve kılavuzluk hizmetlerini geliştirmek için hiçbir yatırım yapmamışlardır. Böylece, kılavuzluk istasyonu açamadıkları, römorkör, pilot motoru, murinbot inşa ettiremedikleri için araç gerecin eksik olması yanında kılavuz kaptanlara çok düşük ücretler ödedikleri için kılavuz kaptanların isteksiz hizmet vermeleri de gemilerin geç yanaşıp kalkmalarına, gece yanaştırılmamalarına vb, neden olmuştur.
Denizcilik uluslararası bir hizmet alanıdır. Bu nedenle kılavuzluk hizmetleri dünyanın her yerinde verilmektedir. Kılavuzluk hizmetlerinin veriliş amacı ise yükleri ve tayfalarıyla birlikte gemilerin, Limanların, tesislerin ve çevrenin güvenliğini sağlamaktır.
Avrupa Birliğinde olduğu gibi, dünyadaki gelişmiş çağdaş ülkelerde, Römorkaj Hizmetleri” ilgili taraflar olan devlet, armatörler, acenteler, Liman kılavuz kaptanları memnun eden bir sistem içinde işlemektedir.
Bu konuda, İtalya, Fransa, Almanya ve Hollanda gibi ülkelerin hepsinde ortak olan temel noktalar ile Türkiye’ deki mevcut durumu karşılaştırırsak, Türkiye’ deki Kılavuzluk ve Römorkaj Hizmetlerinin çağdaşlaştırılması için neler yapılması gerektiği de ortaya çıkacaktır :
Çağdaş ülkelerde ve Avrupa Birliği ülkelerinde:
1) Her ülkede kökleri yüzyıllar öncesine dayanan bir “Kılavuzlama Kanunu” (Pilotage Act) vardır. Örneğin Almanya’daki ilk kanun, Hollanda’dan örnek alınarak 1656’da çıkartılmıştır. İkinci Dünya Harbinden sonra sınırları belirlenen Batı Almanya’da ki kılavuzluğu düzenleyen 1954 tarihli kanun en son 1984′ de yenilenmiştir. Hollanda’ da ise 1957 tarihli” Kılavuzlama Kanunu” en son 1988 yılında yenilenip, çağın koşullarına uygun hale getirilmiştir.
2) Gemilerin ödeyecekleri “Kılavuzluk Ücretleri Tarifesi”nin belirlenme esasları ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Bununla birlikte genel olarak her ülke tarifelerin oluşmasında temel olacak ana noktaları belirlemiştir. Bazı ülkeler, tarifeleri, geliştirdikleri bir formüle dayanarak yapmaktadır. Burada takip edilen genel yol, tarifeler yapılırken bunların ilgilileri olan, kılavuzluk teşkilatı, armatörler, Liman işletmeleri ilgililerini, devletin koordinatörlüğünde bir araya getirip, tarifeleri öyle oluşturmaktır.
3) Liman, körfez, boğaz gibi sınırları belirlenmiş bağımsız bir bölge içinde bir tane kılavuzluk teşkilatı (şirketi) vardır. Ve belirli bir bölge içinde yer alan tüm limanların, tesislerin kılavuzluk hizmetlerini, bu tek kılavuzluk teşkilatı (şirketi) vermektedir. Devlet kurallarını koyar ve denetler. Tarifeler, kılavuzluk şirketleri tarafından belirlenmediği için tekel söz konusu değildir. Kılavuzluk hizmetlerinin yarı kamusal niteliğinden ve kendine mahsus özelliklerinden dolayı, devlet aynı bölge içinde birden fazla kılavuzluk şirketine/teşkilatına izin vermez ve rekabet ettirmez.
4) Gelişmiş ülkelerdeki kılavuzluk teşkilatları (şirketleri), palamar ve römorkör hizmetleri de veren bazı istisnalar dışında, yalnızca kılavuzluk hizmetleriyle uğraşmaktadır. Ve bu alanda uzmandırlar.
5) Limanlardaki kılavuzlama hizmetlerinin bütünleyici bir parçası olan “römorkör hizmetleri teşkilatı” genel olarak, kılavuzlarına teşkilatlarından ayrı tutulmuştur. Römorkör kullanılmasına gerek duyulan bir iş olduğunda, kılavuzluk şirketi durumu römorkör şirketine haber vererek römorkörün işe sevk edilmesini sağlamaktadır.
Türkiye’ de:
1) Türkiye’de henüz Kanunu” yoktur. Bu nedenle de ülke çapında konuyla ilgili esaslar oluşturulamamıştır.
2) Türkiye’ de devlet, kılavuzluk teşkilatlarına tarifeleri dikte etmektedir.
3) Türkiye’ de bir istisna (Derince) dışında, bugüne dek, her bağımsız bölgede, dünyadaki uygulamalara uygun olarak, tek kılavuzluk teşkilatı iş görmüştür. Bu işin doğasından kaynaklanan bir zorunluluktur. (Ancak son zamanlarda Türkiye’nin dünyadaki tüm uygulamalara ters düşen bir yapılanmaya sürüklenmek istendiği görülmektedir. Burada kesinlikle uyarıyoruz ki, böyle bir yapılanmaya izin verilemez. Verilirse Türkiye’nin başına, burada ayrıntılarına girmek istemediğimiz, çok büyük ulusal ve uluslararası dertler açılır.)
4) Türkiye’ de kılavuzluk hizmeti veren kuruluşlar, (TDİ, TCDD, SEKA, ERDEMİR, BOTAŞ vb.) kılavuzluğu başka ana işlerinin yanında bir yan iş olarak yapmaktadırlar. Ve kılavuzluk konusunda uzman değillerdir. Türkiye’ de yukarıda saydığımız kılavuzluk hizmetlerini veren değişik kuruluşlar, kılavuzluk hizmetlerinin yönetimini de denizci bile olmayan kendi memurlarına yaptırmaktadırlar.
5) Türkiye’de değişik kuruluşlar tarafından yapılan kılavuzluk hizmetlerinin yanında römorkör hizmetleri de genellikle bu kuruluşlar tarafından yapılmaktadır. Ancak çağdaş dünya modeline uyan bir-iki istisna vardır. (Örneğin TDİ Kılavuzluk Teşkilatı, Haydarpaşa Limanı’na hizmet vermekte ve onların römorkörlerini kullanmaktadır.)
Dünyadaki tüm ülkelerin yukarıda saydığımız temel noktalarda birleşmelerinin ana nedenleri, kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin:
– Gemilerin ve çevrenin güvenliğini ilgilendirmesi,
– Uzmanlık gerektirmesi,
– Düzenli, sürekli ve güvenlik içinde, hızlı verilme zorunluluğu,
– Yarı kamusal bir hizmet niteliği taşımasıdır.
SONUÇ
Türkiye’ deki Kılavuzluk ve Römorkaj hizmetlerinde görülen problemlerin, aksaklıkların giderilmesi için kısa vadede hemen yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz
1) Limanlardaki ve Boğazlardaki kılavuzluk ve römorkaj hizmetleri, devletin koyduğu şartlar, usul ve esaslar içinde, ana prensip olarak (Almanya ve Hollanda’ da olduğu gibi) kılavuz kaptanların ve römorkaj işlerinde uzman olanların ortak olduğu şirketlere bırakılmalıdır.
2) Kılavuzluk ve Römorkaj hizmetleri tarifeleri, devletin ilgili birimlerinin koordinatörlüğünde kılavuzluk ve römorkaj şirketleri, armatörler ve Liman işletmeleri tarafından birlikte tespit edilmelidir.
3) Kılavuzluk hizmetleri yarı kamusal nitelikli bir hizmet türü olduğundan dünyanın hiçbir yerinde bu alanda rekabete izin verilmediği ve sınırları belli bir bölgede yalnızca bir tane Kılavuzluk şirketi / teşkilatı bulunduğu için Türkiye’ de de belirli bir bölgede yalnızca bir tane özel kılavuzluk şirketine izin verilmelidir. (Bu konuda dünyaya ters düşerek devlet otoritesini de sarsacak bir kaos ortamı yaratılmamalıdır.)
4) Devlet, kılavuzluk ve römorkaj hizmetlerinin uzman şirketler tarafından, koyduğu şartlara uygun olarak verilmesi için gerekli izin ve denetim mekanizmalarını işletmelidir.
5) Denizcilik Müsteşarlığı yukarıda sayılan noktaları, prensip kararları olarak yazılı bir mevzuat haline getirmelidir.
Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği
Yönetim Kurulu
This article was written by admin